25 Kasım 2009 Çarşamba

Babişkomun 70. yaş günü !!!!!


Dile kolay, 70 yıl..
22 Kasım bu sene daha bir anlamlı, daha bir özeldi..
Sevgili babamın 70. yaş gününü kutladık!
Mumları torunlarıyla üfledi Berkin Dede..çok tatlılardı beraber, gurur duydum, gözlerim doldu :)
Saatini çok beğendi, koluna taktı, Dodo deklanşöre bastı.
Nice senelere babacığım..sağlıkla, torun torbayla :)
Umarım bizler de sağlıkla 70 yaşımızı görebilir, torunlarımızla pasta kesip eğlenebiliriz...

21 Kasım 2009 Cumartesi

Salıncağın akselerasyonu ile şiddetlenen rüzgarın getirebileceği hastalık!!

Bugün güzel bir gündü..Yarın dedenin doom günüsü ya, dayı Dodo ile beraber Tunalı' ya indik ve seçmiş olduğumuz hediyeyi aldık. Tunalı feciydi, kalabalık ve kaldırımları oyuk oyuk, pusetle off-road yapmak gerekiyordu, hemen kendimizi Kuğulu parka attık...Arda totisi kuğuları seyretti, güvercinleri kovaladı, kaydıraktan kaydı ve salıncakta sallandı. Dayı Dodo acayip salladı totiyi, benim narin sallayışlarımın yanında roller coster a binmiş gibi oldu bizim sıpa vede çok hoşuna gitti! Gevrek kahkahalar attı, midesi bulanır gibi oldu, ben eyvah kusacak derken yeniden kahkahayı basıverdi :) Sonrada kaydırak faslı, komikti, kendini bırakmadan az önceki gülüş, heyecan ifadesi, kamerasız gittiğime pişman oldum...

Salıncakların yakınında Arda toprağı eşelerken çocuğunu salıncağa bindirmeye çalışan bir kadın dikkatimi çekti, çocuk sarılmış sarmalanmış, pembe bir kayak montu giymiş, şapka atkı, allah ne verdiyse, sanki Alaska' da zavallı, hava da fena değil yani...Tam çocuğu incelerken kenardan gelen bir cümle beni benden aldı, ya teyzesi çocuğun yada halası filan..
-"Aman salıncağa bindirme filanca, rüzgar yapar hasta olur çocuk"....!!!!!

12 Kasım 2009 Perşembe

sonbahar güneşi, dedenin bahçesi, mevsim güzellemesi


Ağustos doğumluyum, yaz çocuğuyum, ama hep kış insanı oldum. Yazı bir tek 3 aylık uzun tatiller olduğu zaman sevdim, okulla yıldızı hiç bir zaman barışmamış bir insan olarak o zamanlar yaz mevsiminin kıymetini bildim, hakkını verdim. Ne zamanki çalışma hayatı başladı, yazların tembellik yapacak bir tarafı kalmadı, işte o zaman kış insanı oldum...Yağmurdan, kapalı havadan, kardan, kıştan daha çok keyif aldığım için, terlemeyi sevmediğim için, soğukla bir şekilde baş edebildiğim ama sıcağa hiç bir zaman çözüm bulamadığım için...

Bu sene, uzun bir zaman sonra ilk defa yaz bitmesin istedim, sıcak güneşli günler bitiyor diye panikledim, hava erken kararıyor diye hayıflandım, sabah yağmur bulutları görünce oflayıp pufladım..ve daha başındayız :)

Neden bu değişim? Çünkü benim bir çocuğum var artık!! :)
Hamile yogası hocam Pınar Hanım' ın kulakları çınlasın, her cumartesi yağmur yağar, Pınar Hanım (2 çocuklu!!) eve tıkıldık diye karalar bağlar, bende kendisine mutlu olması gerektiğini, barajlarımızın dolduğunu, yazın susuzluk çekmeyeceğimizi anlatırdım, o da benim o zamanlar hiç anlamadığım isyankar bakışlarını fırlatırdı :)

Geçtiğimiz hafta, kasım ayının ilk haftasonu, pırıl pırıl bir sonbahar güneşi vardı, hava ılıktı...Ananeyle dedenin bahçesine gittik, dede bize mangalda balık yaptı, kuzen Ekin de geldi, maaile yedik, içtik, bahçede tepiştik, pisilerle oynadık, toprakla haşır neşir olduk...Büyükler rakı demlendi, bebeler elma suyu.. ama herkes balık üstü helva yedi, Arda totisi de ilk defa helva tattı, böylece balıklar midelerde huzura erdi!! :)

Susuzluk çekilmeyen, dolu barajlı, güzel güneşli günlere ;)
Yengeç tabağını yaladım! Şlops! :)
Balık üstü helva, ohh mis gibi!

püskül kuyruklu cici kedi

kuzen ekinden harika poz

pisi pisi, balıklar bittiii!!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...