22 Mart 2011 Salı

Falan filan..




Yazmayınca bir müddet, hiç yazasım gelmiyor benim buraya..Bir uyuzum ki bu ara zaten, bir miskinlik, bir adam sendecilik..Karşı takımı hallaç pamuğu gibi atasım var oysa..ama kolumda kanadımda derman yok..

Arda düdüğü iyice alıştı okula. Arada bir "Ben okulu sevmem" desede, ağlamadan, zırlamadan yollanıyor valla sabahları. Geçen gün akşam kendi kendine (ki hiç bir şey anlatmayı sevmez gününe dair, babasına çekmiş herhal) "Ben okulda çok eğlen anne!" diye yumurtladı. Atmaca gibi atladım tabii, biraz deşince, ilk defa arkadaşlardan da bahsetti. "İsodore vaaar, Alican vaaar.." diye 2 arkadaş ismi saydı, kimler var sorusuna müteakip..

Evde her türlü yemeği (soslu makarna bile dahil oldu bu gruba) "İçinde kıtırcık var" diyerek reddetmesine rağmen okulda balık üstü helva veyahut mantarlı omlet, efendime söyleyeyim içi bol sebze dolu (parçalı) "Suna' nın kış çorbası" filan yemişliği var. Bu, evde yemezler ama kreşte yalar yutarlar durumu gerçek mi ne? Gerçekse ve bizde de tutuyor ise pek sevineceğim ben, zira evde mücadele edesim hiç yok.

Kaka mevzuu rutine bağladı gidiyor şu ara, sevgili doktorumuz Aydın Yağmurlu' nun ve tavsiye ettiği ilaç "Sokol" ün sayesinde sanırım tutma ve acıyacak korkusundan uzaklaşıyor cüce..Zamanla daha iyi olacak, ilaca devam. Bu konuyu detaylı yazacağım bir ara, belki birilerine yardımcı olur. Bu ara çevremdeki analardan devamlı telefon alıyorum "Ayy ilacın adı ne? bizimki de 10 gündür sıçmadı!" diye..

32. haftadaymışım. Bir ara takip etmeye başlamıştım, gene unutuyorum, allahtan şu tepedeki sayaç var, blogu açınca öğreniyorum haftamı. Bir yandan bu kadar vurdumduymaz bir hamilelik geçirdiğim için sinir oluyorum kendime, bir daha yaşamayacaksın azcık tadını çıkart, bilinçli ol! diye, bir yandan da böylesi daha iyi, kasma kendini nasıl içinden geliyorsa öyle ol deyip engine salıyorum..

Bir ayrı ikilem de şudur:  hem biran önce doğsun, hanyayı konyayı görelim, ama görelim ki şu pek keyifli 2li yaşlara gelelim, beraber oynar kıvama gelsinler, ben kendime gelmiş olayım, yine boğazları geçer kıvama geleyim (bu sefer Kaş-Meis beni bekler) ne bileyim, dışarı çıkar, içer-sıçar  moda gireyim istiyorum...Hem de of diyorum, böyle iyi..bak Arda uyuyor sabaha kadar, kendi kendini oyalıyor, asayiş berkemal..otur oturduğun yerde..

Çok haksızlık ediyorum, okudum da birden..Evet kızı da merak ediyorum, sağlıkla gelsin, herşey yolunda olsun istiyorum, tabii ki heyecanlanıyorum...Sadece bazı korkularımdan dolayı sanırım hep böyle bitse de gitsek modundayım...Ne kötüyüm..

Çok güzel kar yağdı Mart ayında..Seviyorum soğuğu, karı, kışı ben..Pek keyifliydi..Üzülüyorum kış bitiyor diye..Melankolik miyim neyim? Neyse daha da ipliğim pazara çıkmadan biraz fotoyla bitirelim bu postu.

sokağımız

mutluluk

arabamız yok oldu

pofuduk park bankları

bacak boyu kar

8 Mart 2011 Salı

8 Mart

Vedatovski...

Yine kar yağıyor deli gibi..Aynı 5 yıl önce bugün bizi bırakıp gittiğin günkü gibi..
Gidişinin haberini alışım hala hafızamda, kalbimde, gözlerimde capcanlı..düşününce aynı kalp acısını yaşıyorum..Hani derler ya kalbime bir bıçak saplandı diye..Doğruymuş, insan kalbinin bir bıçakla oyulduğunu hissedebiliyormuş..bir kez oldu bana da..

Aradan 5 koca yıl geçmiş..Anıyoruz seni, eski günleri, komik olayları, senin farklı, kimi zaman da tuhaf fikirlerini..Gülüyoruz komikliklerine..Sonra devam..hayat..Acayip geliyor bu kadar kolay devam edebilmemiz, korkutucu geliyor zamansız bir kayba bu kadar kolay alışabilmemiz. Alışmak da değil ne desem? Kabullenmek mi? Bizim başımıza gelmesi mi? Senin başına gelmesi mi? Bu kadar ani olması mı? Olayın acımasızlığı mı? Yitip gitmesi mi? Neresinden tutsan elinde kalan bir hikaye..Çok saçma..

Evlenip evimize taşındığımızda beni o mutlu anlarımda tek burkan bir şey vardı, o caaanım terasın tadını çıkaramıyacak olman ve olmamız beraber..Kışları şömine keyfinde elinde bir kadeh kırmızı şarabıyla anlatıp duran bir Vedat olmalıydı mesela, müzikleri o ayarlamalı, illaki ahkam kesmeliydi, iyide müzük dinletirdi haa, tam şömine moduna uygun :) Kesin viskiye de başlardın sen Mehmetimizle, o ayrı ukala sen ayrı, elinizde bardaklar ne çene çalardınız karşılıklı..Arda'yı tanımanı isterdim çok..Arda seni bilsin isterdim.."Ledat" derdi sana herhalde şimdiki aksanıyla..Karıların dırdırından, bebelerin vızıltısından sıkılıp Mehmetimizle içmeye gidin isterdim arada bir..Özeliniz olsun, erkek erkeğe dayanışmanız olsun isterdim..Üniversite yıllarımıza dönüp yeniden her anı doya doya yaşayalım isterdim...

En kalıcı şey zihnimde senden, sesin..Yüzünü kimi zaman tam hatırlayamıyorum ama ses kulaklarımda çok taze, çok net..Babuna seslenişin,  telefona çıktığında ki "alo"n, Babun' u veya bir olayı taklit edişin..Arada bir kayan almancı aksanın...

Uzun lafın kısası..bir boşluk kaldı senden sonra..kelimenin tam anlamıyla boşluk..hisler bile boş geliyor çoğu zaman..

Hiç bir yere yazmamıştım gidişini, konu etmemiştim..ama bu sayfa gittikçe daha bir özel olmaya başladı benim için, biliyorum Arda bir şekilde okuyacak tüm yazdıklarımı bir gün, tüm yasaklara rağmen..İstedim ki okusun  hissettiklerimi..okusun ki sorsun seni, ben de anlatayım..

1 Mart 2011 Salı

Belli mi olur??

İçim şişti diye yazdığım öğlenin akşamüstüsünde blogspot kapanıyor havadisleri ve bir çok kişinin sayfa taşıma haberlerini aldım..
Henüz çalışıyor blogspot ama paranoya yaptım ve internet gurusu kocama taşınma işini yükleyerek wordpress e kopyalandım.
Olur a toz olursak bu diyardan..buradayız:

www.ardatotisi.wordpress.com

İçim şişti!!

Bugün içim şişik..Kimseyle konuşasım yok beni şişiren davaları...Sadece buraya yazasım var, ne garip, günlük tutar oldum.. Arda' nın yuvada ilk günü..Aldığım havadisler fena değil aslında..İdare eder yani. Öğle yemeğinden sonra babası alıp eve götürecek..Ben de duramayacağım sanırım..öğle aramda yuvaya gidip neler oldu, neler bitti bir soru yağmuru yağdırasım var..

Kaka sorunu artık beni cidden mutsuz ve huzursuz yapıyor. Sıtkım sıyrıldı diyebilirim..Dokunsan ağlayacağım..Dokunmana da gerek yok, düşündükçe zaten gözlerim doluyor, allak bullak oluyorum..Sokol denen ilacı -bildiğin vazelin, sıvı vazelin- kullanmaya başlayalı bu akşam tam 1 hafta olacak, her gün 1 doz artırarak dun 6 doz verdik..Bu akşam 7. Çıkabileceğimiz üst limit zaten 8 doz, yani yarın son. Dün doktorumuzla konuştum, 9 gün oldu kaka yapmayalı, ilaca başlayalı da neredeyse 1 hafta olacak, lavman yapsak mı? dedim...Bekleyelim dedi...Ama yuvaya başlayacak, huzursuz olsun istemiyorum dedim, olmaz boşver dedi..Ama bugün Fatoş' la konuştuğumda kakası geldiği için huzursuz olduğunu, herzamanki gibi tutmak için kendini kastığını ve sınıftan çıkmak istediğini söyledi...Hiç iyi değil..

Keşke Memo kadar rahat olabilsem..
-"Ayy ne olacak bu kaka işi?!?!"
-"Yapaaar, merak etmeee..!"

-"Nasıl olacak yuvaya alışması, ne kadar sürecek?!?!"
-"Alışııır, merak etme seeen.."


Bu kaka meselesini detayları ile yazacağım, hallettiğimizde ama...İlaçları, geçtiğimiz aşamaları..Belki birilerinin de işine yarar, ama şu an hiç birşey yazmak istemiyorum bu konuda..Sinirlerim bozuluyor..Halledince, umarım yakın bir zamanda, yazarım, ooh neyseki bitti gitti diye de bir sevinçli son nidası atarak..

Şimdi öğle arası olsun diye dakikalar sayıyorum, kendimi yuvaya atacağım, bizimkisi eve gitmiş bile, 2 kez kriz çıkmış toplamda...Haydi hayırlı olsun diyelim..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...