31 Aralık 2012 Pazartesi

ve şarap ve prosecco ve rokfor ve emzik...

Şarkıda dediği gibi..gerçekten senenin en güzel zamanı..
Hiç bir zaman da evde misafir ağırlamaktan "bu kadar" keyif almıyorum..
Işıl ışıl ağacım varken evde, yenilsin içilsin, cüceler çığlık çığlığa koştursun, ev darmadağın olsun..
Ertesi gün belim kopsun yemek listesi halıları temizlerken, ne gam!















Bir de...
"Çocukluk arkadaşı" ne sıcak bir tamlamadır, değil mi?


12 Aralık 2012 Çarşamba

Gecenin körü

Bir ara, hatırlıyorum, günlük hayatta debelenirken kafamda sürekli hayali postlar yazardım, uygun zaman gelince de bloga şutlardım..Şimdilerde aklımda hiç hayali postlar uçuşmuyor..Sanırım buna heves eksikliği denebilir..Arada bir Aylin'i anlatsam diyorum, büyümesine, gelişimine dair bir tek yazı yok. Anlatacak o kadar çok şey var ki aslında..Ama artık "şunu yaptı, bunu etti" yazmalarını da sevmiyorum...

Şu an salon sepsessiz, normalde 2 lerden önce yatmayan koca hastalığı dolayısı ile 11de, cüceler de yaş sırasına göre 9 ve 9 buçukta yataklarına postalandılar..Banyo yapmıştım, gevşek gevşek, üzerimde gecelik ve sabahlık kanepeye yayıldım. Bu sene erken davranıp 28 Kasımda kurduğumuz ağacımızın ışıkları yanıp sönüyor. Ev bebelenince ortadan kaldırdığım mumlarımı yaktım, kimi kokulu kimi kokusuz..Bir şişe bira açtım, bi avuç da fıstık..Canım fena sigara da istiyor ama banyoluyum, terasa çıkarsam beynim donar diye korktum. Yaşlandıkça insan daha çabuk hastalanıyor, hastalanmaktan korkar oluyor..Bir çıtkırıldımlık geliyor ki insanın üstüne, pek fena, pek sıkıcı! Zaten gözükaralık, aptal cesareti, vurdumduymazlık ve adamsendecilik azalıyor ya işte bil ki yaşlandın..Bir ihtiyat, bir ihtiyat şimdilerde...

İçerden ara ara öksürük sesi geliyor..kulak kesiliyorum hangisi diye. İçerde uyuyan 3 eleman da hasta..Çocuksuz hayatımda ne kadar çok severdim kışı, kılım kendisine artık. Cüceler evlenip barklanana kadar hep yaz olsun sonra yine kışlar olabilir, eve kedi de dolduracağım o zaman zaten, dizime battaniyemi örter, kedilerimi kucaklar şömine başında şarap içer istediğim kadar kafa bulabilirim , nasıl olsa 7 de kalkıp kahvaltı hazırlayacak, eyleyecek talepkar kişiler olmayacak o zaman..Torunlarım olursa ara sıra sevmeye giderim, oh ne güzel!

Daha mutfağı toplamam lazım..Saat 01:20 olmuş. Mutfağı bitirip yarın akşam giyeceklerimi hazırlamam lazım. Yarın bizim iş yerinden birinin evine davetliyiz, noel partisine..Kıyafetleri hazırlayacağım ki kocanın ofisine yada kayınvalideye bırakayım, işten çıkınca bir fön çektirip eve uğramadan giyinip gidebileyim. Eve uğrarsam arbede çıkar. Aylin bana yapışır, giyinemem, giyinsem de çıkamam, kriz üstü kriz..Bu yaş çocuğu olanlar genelde yaşıyor değil mi bunu? Geçenlerde birisi "Ne olacak canım, git evine giyin çık!" buyurdu. "Ama Aylin bunu anlayacak yaşta değil, gitmem lazım diye sakince anlatamam, çok ağlıyor, görünmeden daha kolay" dediğimde "Ne var canım, alışsın, 2 ağlar sonra alışır" buyurdu yine..Bekara karı boşamak kolay diye düşündüğümü hatırlıyorum, demekki çocuksuz biriydi..Belki de ben abartıyorumdur..her çocuklu böyle evden çıkış sorunu yaşamıyordur..kim bilir?

Salonun oyun parkı gibi olmasından son derece hoşnutsuzum. Bir dergide okumuştum sanırım Demet Şener'di..Çook büyük oyun odaları yapmışlar, salona tek bir oyuncak bile inmiyormuş. Nasıl oluyor acaba, akşamları salonda hep beraber oturmuyorlar mı? Acaba çocuklar yatana kadar oyun odasında mı takılıyorlar? Oyuncaksız çocuklu ev salonu nasıl olur aklım almıyor...Ama ben de istiyorum dekorasyon dergisinden fırlamış gibi salon..Çocuklar evlenip barklanınca diyeceğim...ama o zamanda kediler içine edecekler!!

Yarın ne giysem derdi de gece 2 de hiç çekilmiyor...Ses yapmadan, kimseyi uyandırmadan dolap karışrırmak hiç de zevkli değil..
Bira da bitti..
Arda öksürüyor...Kılım kışa da..kreşe de..virüse de..bakteriye de..
Mutfağı da daha fazla bekletmeyeyim..
Gidip bi sigara tüttüreyim, işe koyulayım..Kafama bere giysem, hasta olur muyum??



Eskiden kış akşamları evin her yerine mum yakardım..Yanmasalar bile her biri yerinde dururdu dekorasyon niyetine..Atık sadece bir kaç tane var tedavülde..Onlarda yuksek yerlerde ve yılda bir-iki yanıyorlar belki..

an itibarı ile ahalinin tükettiği ilaçlar..

Bunlar az bile..Bazen bunun 8 katı oyuncak oluyor salonda..


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...