7 Ağustos 2013 Çarşamba

Gezi notları - 3: "Bu gece ben çıkıyorum, nokta!"

Intro için TIK
1.bölüm için TIK
2.bölüm için TIK

3 haziran pazar

Penguen belgeselinin yayınlandığı gün. Tüm gün Ömer'lerde takıldık, çocuklardan fırsat bulabildiğimiz kadarıyla takipteyiz. Penguen belgeselini ağzımız açık gördük. Yandaş medyanın tahminimizden de yandaş olduğunu farkederek, kaypaklaşma potansiyellerini görerek sinirleniyoruz..
Akşama bir arkadaşlarımıza davetliyiz. Oğullarının doğungününü kutlayacağız. Gece çıkmayı planlıyorum, kararlıyım. Yemek esnasında konumuz hep olaylar. Saat 21:00 civarı tencere tava başlıyor. Çocuklarla katılıyoruz balkondan. Arda çok rahatsız olup içerde kalmayı yeğliyor, onların oğlan da. Biz 4 kız başlıyoruz; "tencere tava hep aynı hava!" Arkadaşların balkonunda bir pankart asılı: "Marjinal değiliz! Diren Gezi"


Yemeğin sonlarında arkadaşımın eşi ile çıkma kararı alıyoruz, o sırada abim arıyor: "Itır, bütün gün Kızılay'daydım, durum pek iç açıcı değil. Çok sert girişiyor polis. Kızılay'da insan kalmadı resmen, çok yorgunum ben dönüyorum, sen de çıkma!"

Bir yandan sanki bir filmdeymişim gibi hissediyorum. Sanki bu olanlar gerçek değil. İnsanlar direniyor, polisle çatışıyor, meydanlarda inanılmaz olaylar oluyor, her ne kadar belli bir kesim bunu anlamak istemese de insanlar hak ve özgürlüklerini istiyorlar. Şimdiye kadar susmuş apolitik gençlik çatır çatır tepki koyuyor! Bir yandan da destek vermek, bir parçası olmak istiyorum, ama garip bir bilinmezlik ve korku hissiyle çaktırmasam da bildiğin tırsıyorum.

Eve dönerken sokaklara dökülmüş bayraklı, tencere-tavalı insanlar vardı yol boyu, kornalar, sloganlar..Hepsine korna çalarak eşlik ettik. Arda ve Aylin şaşkın. Yol boyu konvoylar oluştu, sırtına bayrağını bağlayan sokağa koşmuştu. Kuğulu parkın ordan dolanıp bir bakalım dedik; mahşer yeri gibiydi. "Tamam" dedim, "çıkacağım!!" Kızılay' a gidemesem de bu kalabalığa karışmam lazım!

Bebeleri uyutup, direniş çantasını kaptığım gibi çıktım. Çıkmadan da kullanıp kullanmayacağım meçhul gaz maskesi ile bir poz çektim kendi kendime.



E. motorla aldı beni, heyecandan küt küt atan kalbimle, "gaz olursa lenslerimi hemen çıkarıp atmalıyım" diye kendime ara ara hatırlatarak Kuğulu Parka geldik. Ali'yle buluştuk, çok yorgundu, biraz gidip dinleneyim sonra yine çıkarım belki dedi. Tesadüfen Esra ile karşılaştık, kucaklaştık, yoldan gelmiş, inzivaya çekildikleri kampta hiç birşeyden haberleri olmadığı için şok içinde algılamaya çalışıyordu! Pınar ile buluştuk ve Tunalı'ya geçtik.

Bir müddet bu kalabalıkla durduktan sonra, aşşağı doğru yürüyelim dedik, Kızılay tarafına giden gruplar vardı. Bestekar ayrımına geldiğimizde E. geri döndürdü bizi, dönmemizle muhtemelen Kennedy veya Bestekar'da atılan gazlar rüzgarla geldi ve başladık yanmaya. İlk gazım. Doğrudan yemesem de nasıl birşey olduğunu anlamama yetti. Lensleri fırlatıp attım. Mehmet'in hazırladığı talcidli suyu sıktık, yoldan geçenlerden isteyenlere de sıktım. Kuğulu park hizzasından bulvara çıktık. Kalabalıktı, barikatlar kurulmuştu, şu ateş barikatının gerisine giden yoktu..Gerisi "Gotham City" gibi görünüyordu.



Uzun bir zaman orda durduk, bir ara direnişçilerin Kuğulu Park'taki kuğuları "öldürdüğü" haberi dolaştı facebookta. Hemen gidip olay yerinde inceledik. Yalan dolan bilgi kirliliğine güzel bir örnekti bu, kimsenin kuğulara ellediği yoktu, gazdan etkilenmesin diye bakıcıları kuğuları barınağa götürmeye hazırlanıyorlardı.

Park tarafından bulvara döndüğümüzde, kalabalığın azaldığını ve alt geçide ellere gelen her türlü şeyin "sökülerek" atıldığını gördük. Bir kız bariyerlere dayanmış, altgeçide bakıyordu. "Ne oldu, 10 dakika önce böyle değildi burası?" dedim. "Evet, bir anda oldu" dedi. "Kim yaptı peki?" dedim. "Şunlar" dedi o kalabalık gruptan kalan tek tük kişiyi göstererek.



Sonrasında bir kaç kişiyi uyarmak zorunda kaldık, gözümüzün önünde levha, pano sökmeye çalıştıkları, lambalara taş atmaya yeltendikleri için.
Saat 01:30 civarı eve döndük. Hayalkırıklığı hissettim, gürül gürül bir kalabalıkla, coşkuyla slogan atarak yürümekti hayalim/isteğim. Hem bunu gerçekleştiremediğimiz için hem de tanık olduğum vandalizmi Gezi direnişine yakıştıramadığım için üzgündüm...



1 yorum:

anne kaleminden dedi ki...

kaldığım yerden devam...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...