"Hani hep ben ağlıyacaktım, bu da teselli edecekti beni? N'oluyor kuzum şimdi buna??" diye paniklemiş olabilir.. Neyse kısa kestim bende o uyurken devam etmek üzere...Zaten Fener de 3,5 dakikalığına şampiyon oldu..Baba Toti' nin de keyfi kaçık..Fekat laf aramızda ben pek sevindim bir Anadolu takımının zaferine, ooh suyundan da koy! Darısı Gençlerbirliğinin ve Karşıyaka' nın başına..
Efenim neyse..bu arada kafam çok bulandı ya 23. ay nasıl geçti, neler oldu, bu ayki büyüme eğrimiz nasıldı, insanlık için ufak ama Toti yavrusu için büyük adımlar nelerdi..kafamda tasarladığım hiç bir şey net değil..Sanki her şey aynı gibi, Arda hep böyleydi gibi, sanki hep;
-Yatağımıza gelmek için fırsat kolluyordu...(Evet bu hakkaten böyleydi hep ama bir farkla: Eskiden yani 22 aya kadar meme için geliyordu ve en azından gece 3:00 e kadar gelmiyordu...Şimdi meme yok diye daha uzun uyumasını beklerken gafil avlandık, artık daha da erken uyanıp yanımıza geliyor, saat 24:00 den 02:30 a kadar her an olabiliyor!)
-Masal dinleyerek uyuyordu...(Hayır, meme emerek uyuyordu, bende ninni mırıldanıyordum. Şimdi gün içinde yaptıklarından derlemeleri aralara hayvan kardeşlerin maceralarını sokuşturarak anlatıyorum..es kaza beynim çalışmaz da ninniye dönersem fena kızıyor!)
-Kung-fu yapar gibi uyuyordu...(Hayır, daha nizami, daha sakin yatıyordu, tek sıkıntı babasının ortopedik yastığını çok sevmiş olması ve hep o yastıkla bütünleşmek istemesiydi ki benim için hiç bir sakıncası yoktu..Ne varki artık kafa göz yara yara, tekme tokat ata ata yatıyor ve baba yastığının da pabucu dama atıldı, yeni gözde annenin koltuk altı, böğrü, kıçı, başı..Her sabah sırtım ağrıyarak kalkıyorum, aldığımız darbeler de cabası..Bir cocuğum daha olursa kesin ferber..tracy..şu bu..)
-Makarna, börek ve ayranla besleniyordu...(Hiçte bile..Kıymalı fasülyeyi çatalla ezip yediriyorduk sıpaya, lüp lüp yutuyordu..Şimdi yeşil hiç bir şey yemez oldu..Neyse ki çorbayla arası düzeldi de bazı şeyleri çorba ile yutturur olduk..Yine de favori pilav, makarna ve mantı, bol sarımsaklı yoğurt ile ve lütfen üzerine nane ve sumak serperekten!)
-Sanki hep konuşamıyordu...(Hahahaaa, aynen devam, dıgıl dıgıl, Avni oğlum benim!!! Çok güzel "siyah" diyor yanlız bu ay, üzerine basa basa, "a" yı ağız dolusu yayıp "h" yi gırtlaktan uzata uzata çıkararak..Hangi rengi gösterip adını sorsak: "Siyaahhh" ..Başka renk yok!)
İşte böyle ufak tefek değişiklerle devam ediyoruz..Düzen takıntısı had safhada, hala en favori obje rüzgar gülü, terasta bir sürü rüzgar gülümüz oldu, döndürüp duruyor.."Ev", "ağaç", "bitti", "nin" (in) en belirgin kelimeleri..Parklarda kaydırak - salıncak sayfası kapandı..Varsa yoksa yürüyüş, çiçek, ot, böcek..
Doğum günü de ayrı bir muamma..1 ay kaldı..ne yapmalı? Yoksa geçen sene ki gibi anne-baba mı partilemeli sadece? Neyse bu da ayrı bir yazı olsun...Kafası bulanık anneden bu kadar...
"Asap yaparım..fena bakarım!"
3 yorum:
söylemeden geçemeyeceğim Arda gün geçtikçe daha karizmatik oluyor :)
uyy bakışa bakk haşin erkek seni :)
anlatım süper hem okudum hem güldüm :)
Takipteyim,Sevgiler...
Banu..görüşelim de bir klark çeksin sana!
Ayşegül, hoş geldin, bende sizi ziyaret ettim, pek cici kız senin Duru kız! ;)
Yorum Gönder