Geçen gün Memo ile trafikte giderken gördüğümüz orta parmaktır beni bu yazıyı yazmaya iten..
Hakkımız olan yolu almaya çalışırken, yolu haksızca tıkayan bağyanın uyarılarımıza istinaden sürmeli gözlerini devirerek yaptığı bakış ve gösterdiği orta parmak..
Nasıl oluyor da insanlar hatalı iken bu kadar çirkefleşebiliyor? Nasıl bir altta kalmama çabası, nasıl bir yüzsüzlüktür bu?
Ben araba kullanmıyorum, ehliyetim var ama yıllardır kullanmıyorum araç..İyiki de kullanmıyorum..
Fevri ve gayet asabi bir insan olarak Türkiye trafik koşullarında benim direksiyon başında olmamam gerek..Akıl sağlığım için en başta..
Daha sarı yanarken arkamdan dıtlayana, tek tönde giderken girilmez yönden girip karşımda duran, birde ben hatalıymışım gibi bana horozlanana, önümüzde konvoy varken sanki çok yol alabilecekmiş gibi beni arkadan sıkıştırana çok fena dalabilirdim şayet araba kullansam...
Peki neden bu insanlar hiç dönüpte "hatalı mıyım?" diye düşünmezler? Nasıl daha ilk uyarıldıkları an eller havaya kalkar, böğürmeler, tükürük saçarak çemkirmeler, küfürler birbirini kovalar?
Ben araba kullanıyor olsam ve beni biri selektörle veya sözlü olarak uyarsa yerin dibine geçerim, hemen nerede hata yaptığımı algılamaya çalışırdım gibime geliyor..
Bu garip ve aşırı kendine güvenin ardında ne yatıyor?
Fazlasıyla pohpohlanmak olmasın? Hani çocukluktan itibaren ebeveynlerin yaptığı toz kondurmama, her konuda haklı görme ve çocuğun yanında onu yerlere göklere koyamama sendromu olmasın?
Tabiiki aşağılık kompleksi olduğunu da düşünüyorum bu davranışların ardında ama bu demin söylediğim konu da kesinlikle önemli.
"Çocuğunuzu etiketlemeyin, şişirmeyin" demişti Iraz.."Yanında yaptığı şeyleri olağanüstü şeylermiş gibi göstererek konuşmayın, sürekli övüp aferimlere boğmayın"... Yıllar önce annem de bahsetmişti bana bundan. Aklımda hep yer etmiştir. Oğlunun yanında onun ne kadar akıllı olduğundan, şöyle harika, böyle muhteşem olduğundan bahseden annelerden ne kadar rahatsızlık duyduğundan bahsetmişti...Lisedeydim ama her cümlesini hatırlıyorum o konuşmanın...
Çevremde çocuğu hata yaptığında hemen ört bas eden anneler var.
"Ay istemeden oldu!" (çocuk pata küte dalmıştır yanındakine) "Şaka yaptı canım,eki eki eki!"
Bu korunan velet, yerine özür dilenen, yaptığı meşrulaştırılan velet nasıl hatayı kendinde arar ki sonradan?
Neyse uzatmayayım, ben böyle toplumsal mesajlar, dersler verecek yazılar yazmaya alışık değilim..Sadece anı blogu bu..Ama o orta parmak gösteren yelloza çok öfkeliyim...Yazarak içimi dökeyim dedim..
Ana babalar..bebenizi şişirmeyin..Her daim haklı bulmayın..Varsa bir hatası anlatın ona..gerektiğinde özür dilemeyi öğretin..Öğretin ki ilerde hatası gösterildiğinde millete ana avrat dümdüz gitmesin..arkasından selektör atıldı diye adam bıçaklamasın. (Geçen sene ankara Cinnah'ta yol isteyenn Alman Elçiliği mensubu bir diplomat 4 yerinden bıçaklandı)
Kimi zaman hatalı olabileceğini öğretin ki durup bir bakmayı bilsin, hatası var mı bir düşünebilsin...Gerekiyorsa da pardon abi deyip yol verebilsin, dikiz aynasından el yordamı ile özür dilemesini bilsin..
29 Aralık 2011 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
Kompleksli bir insanı överek yükseklik kompleksi olan bir insana dönüştürürsün, aşağılayarak da aşağılık kompleksi olan bir insana. Kompleksiz insanı överek kendine güvenen, mutlu bir insana dönüştürürsün, aşağılayaraksa ezik bir insana.Bir de cool tipler vardır ki onları zaten aşağılayamazsın da övemezsin bile...Bunlar da benim tespitlerim. Bilmem, katılır mısınız?
Itır, ben de hep rahatsız olurum çocuğunu öven ana-babalardan ve yapmamaya çalıştığım bir şeydir. Ve yazdığın şeyle bağlantısını hiç düşünmemiştim; ama, çok haklısın...
Naz dedi ki:artik boyle dusunen kimsenin kalmadigini saniyodum yaziyi okuyunca umutlandim..komplekssiz anne babalarin komplekssiz bir nesil yetistirmesi dilegiyle...
Yorum Gönder