15 Ağustos 2011 Pazartesi

Kıymetini şimdi anladım


Vallahi kıymetini bugün anladım tatilimin...
"2 çocukla tatil mi olurmuş?", "Bak yine 2 dakika denize giremedim!",  "Şekerim biri uyanıyor, öbürünün uykusu geliyor, biri arıza çıkarıyor, öbürü mızıklanıyor peehhh!!" diye bık bıklanırken, bu lafları ettiğim anları mumla aradım bugün. Evet hiç bu kadar trafikli, yorucu, "kıç yaymamalı" bir tatil geçirmemiştim ama Angara'da, evde bir gün geçirince ve tüm aile tatil sonrası depresyonuna girince kıymetini anladım tatilimin...Geri dönesim var arkadaş!!

Anlatacak o kadar çok şey var ki..Sanırım hiç birini şu an toparlayamayacağım...Kısaca;

Arda tatilde kardeşinin olduğunu tam olarak idrak etti sanırım..2. günün sonunda başlayan, kıskançlığa bağladığım negatif tavırları sonlara doğru düzelmişti ki...döndük :(

Yazlık ev büyük nimet..O kadar özgür, o kadar başına buyruktu ki...Yapacak bir dolu şey vardı, keyif aldığı bir yığın iş..Aklına televizyonun "t"si gelmedi. Sadece 2-3 kez son favorisi Madagaskar'ı izledi ve sürekli soundtrackini çaldırıp herkesi "i like to move it, move it" eşliğinde dans ettirdi o kadar!

Her sabah "Saat 5 mi?" diye uyandı, her saat başı "Saat 5'te di mii?" diye teyid ettirdi...Saat 5 çok önemliydi, bahçe sulama saati idi zira..Tevfik amca' nın "Çıraaak nerdesin?" seslenişiyle biten geri sayım heyecanı yerini huşu içinde hortumla meşk etmeye bıraktı...her gün, aynı saatte...

Aylin kız akıllı usluydu genelde. O da tam oradaki düzenini sabitliyordu ki...döndük!! :(

Babaanne, hatta bir kaç gün ekstradan gelen annane desteğine rağmen pek dötü yayamadım...Aylin'in ille beni istemesi, Arda' nın kıskançlıklarına üzülmem ve Aylin'in ortada olmadığı vakitlerde kendimi Arda'ya adamaya çalışmam sonucunda pek kendime vakit ayırmış, hatta totom şezlong görmüş değil..Kitap dergi okumaktan bahsetmiyorum bile..Yada şöööyle bir "Ay önümü yaktığım yeter, acık da sırtımı yakayım" gibi bir tasam olmadı hiç...

Rakıları götüremesem de Efes alkolsüz, arada bir yarım şişe normal bira ve milletin rakısından yudum çalmak suretiyle yediğim, ayıptır söylemesi, balıklar, kalamarlar, midyeler vede karidesleri ve hatta bilumum mezeyi mundar etmedim..Afferim bana! :)

Haaa en önemlisini unutuyordum..Bu tatilin vakayı vakvakiyesi: Bezle gittiği tatilden kıçında donla döndü bizim Toti. Halloldu mu bu tuvalet meselesi? Henüz tam anlamıyla hallolmuş sayılmaz. Ama geri dönüş yok, bez yok..Çiş bitmiş sayılır ancak kaka için aynı şeyi söyleyemem...Artık kreşten medet umuyorum...gerisini de onlar halletse ne kıyak olur!! Yanlız..donlu minik popo gibisi de yokmuş kardeşim...durup durup elleyesim, sıkıştırasım geliyor..Ne berbat bişeymiş o bez denen meret!!

Aslında bunların hepsi ayrı bir post olmalıydı..Bez macerası, kıskançlık tripleri, Arda'nın tatilde iyice açılan çenesi ve beni aptala çeviren incileri gibi...Ama pek yorgun bünye..Dedim ya bugün maaile dönüş depresyonuna girdik..Aylin kız bile düzenini tepetaklak edip anasının canına okudu..Gidip küfeyi devirmeli...







3 yorum:

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

kaka olayını biz de henuz cozemedik. kakası gelince ille bez taktırıyor. ne kadar uzman vs vs varsa alayı aynı şeyi soyluyor: kakayı tutmasın. isterse bez bağlayın. biz de zorlamıyoruz oğlanı...
kreşte daha kolay halledecektir ama ona eminim

saricizmeli dedi ki...

yazlık gibisi yok miriiim. ki ben arada yayıyorum da, zaman sizin tatile oranla uzun olduğundan. ama genelde bende acaip tempodayım. bu arada biz 10 temmuz itibariyle bezsiziz. çok mesudum, hatta lazımlık bitti klozette hallediyor. hatta kapıyı kaapatıyor kendi hallediyor, tuvalette insan varkenb kapı kapanırmış.

aslı dedi ki...

"Aaa neden aramadın" demiyorum bu yazdklarından sonra tabii :D İnşallah yakında görüşebiliriz arkadaşım ;)

Yazlık gibisi yok, evet ama bir anneanne-babaanne varsa eğer. Bu oknuda anlatacaklarım uzundur. Lakin ulu orta anlatamam ;)

muck muck

Zeynep

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...