20 Aralık 2010 Pazartesi

2.5 yaş notları



Arda Toti' si 15 Aralık itibarı ile tamı tamına 2,5 yaşında bir velet oldu.
Düşe kalka büyüyor işte, biz de aynen düşe kalka öğreniyoruz onunla.
Kimi zaman büyüme sancılarını iyi idare ediyor, kimi zaman fena zorlanıyor ve akabinde krizler patlak veriyor. Biz de kimi zaman o krizleri iyi idare ediyoruz, kimi zaman fena çuvallıyoruz. Dellendiği zaman uzun sürmüyor, aniden duruluyor, daha gözyaşları yanaklardan taze taze akarken gülümsemeye başlıyor, uzlaşmaya çabalıyor. Bu ani değişime hem hayret ediyorum, hem de pek seviniyorum. Şu dikkati başka yöne çekme işi bazen söküyor, bazen bana mısın demiyor ama dedim ya çok uzatmıyor, en azından bu aralar böyle yani..
Bir gün diyorum ki "Arda nispeten sakin bir çocuk, bu 2 yaş dönemi çok zorlamaz bizi", diğer gün her zamanki gibi tükürdüğümü yalayıp, hay senin çenene diyorum. En çok hafta sonlarımız bu şekilde geçiyor, normal olarak, çünkü ailecek tam gün mesai yaptığımız tek zaman hafta sonu. Bazı C.tesi daha sabahından civelek bir şekilde başlıyor, başladığı gibi de gidiyor pazar geceye kadar. "İşte budur"! diyorum, kimi hafta sonu ise aynen başından kıçına berbat geçebiliyor..O zaman P.tesi sabah işe dar atıyorum kendimi.
Bu çalkantılı ruh halleri haricinde ufak tefek notlar alayım:

14 Aralık' ta Dr. kontrolü vardı. Acayip güzel muayene oldu, sırtı dinlenirken nefes alıp vermesi, daha Emel hanım ışıklı zımbırtıyı eline aldığı an kulaklarını uzatması filan çok alemdi. Emel Hanım şaştı kaldı. Bunda sürekli okuduğumuz "Doktorda" kitabının faydası var diye düşünüyorum. Hepatit aşısında da sadece bir "Gııyk" sesi çıktı o kadar. Çok akıllı usluydu yani öyle böyle değil :)

Boy: 93 cm, kilo 13.850 olarak ölçüldü. Persantilleri bilmiyorum, aklıma bile gelmedi sormak.

Yemek seçmeye devam..Çok daha ufakken hiç bir şeyi ayırt etmeden yutan, minicikken pütürlü herşeyi götüren bir çocuk için daha önceden pek öngöremediğim bir durum. Tadı, görüntüsü değişik hiç bir şeyi kabul etmiyor, hemen ağzından atıyor. Sebzeler halen çorba olarak sunuluyor ve bebek gibi kaşıkla başkası beslesin istiyor (kıl oluyorum) ama sevdiği şeylerde (sarımsaklı yoğurtlu mantı başta olmak üzere) çatalına kaşığına müdahale edersen vay haline..

Bir çocuk cerrahı arkadaşımız var, onun "evde ne pişerse önüne koyun, yemezse sen bilirsin başka bir şey yok diyerek sofradan kaldırın ve aç aç yatırın" tavsiyesi Emel Hanıma bu yaş için biraz katı geldi; "3 yaştan sonra daha pazarlığa açık oluyorlar, evde bu var, başka birşey pişiremem, istersen miktarını kendin belirleyebilirsin, hadi kendin al istediğin kadar tabağına vs..gibi... Şu anda inatlaşma yeme eyleminden iyice soğutabilir" dedi. Yine de evde pişenlerden muhakkak önüne koyulmalı, ona ayrı bir tabak olsa bile (mesela biz kapuska yerken önünde makarna olabiliyor) muhakkak yanında bizim yediklerinizden de konmalı, yemese bile görmeli falan filan...Zaten öyle yapıyoruz..genellikle..

Konuşma komik bir şekilde ilerliyor. Bu aralar "aaah olamaaaz" a taktı. "Aah olamaz, baba kule düştü!", "Aah olamaz, emmek bittit!"
Sorular çoğalmaya başladı: "Anne, leden kar laalö?", "Baba, leden duman çık?", "Futoş, leden alakabı giy?"
"V" ve "N" yerine hep "L" koyuyor: "Elet", "Mali", "Kület" , "Leden?" "Lapoosun?" vs...
Geçen gün 5 kelimeli bir cümle kurdu: "Anne, leden kırsımı balon pat??"
Herşeye muhakkak teşekkür eder oldu: "Teşekkini babası!"
Bir de uyduruk kelimeler var ki en sevdiklerim:
Abuli=Büyük
Pii=Küçük
Lütes=Güzel
Bu 3 uyduruk kelime bizim de dilimize pelesenk oldu..Pek sevdik kendilerini :)

6 gündür sürünen bir post oldu bu..burada lütes lütes bitsin bakalım...


3 yorum:

anne kaleminden dedi ki...

maşallah ardaya, bu arada 2.gebelikten haberim yoktu, tebrikler :))

annelili dedi ki...

Bu dönemde değişikliği pek sevmiyorlar galiba...
Mantı benim kızımında favori yemeği...

Bulunur Hint Kumaşı dedi ki...

Yazıyı okumadan direk fotoğraflara yorum yapıyorum Arda çok tatlısın çookkk. Şimdi yazıyı okuyabilirim;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...