15 Kasım 2011 Salı

"Becerik" meselesi

Çok becerikli bir ananın pek beceriksiz bir kızıyım ben... Alamamışım annemdeki o "becerik" genlerinden bir tutam maalesef..
Mesela annem acayip güzel yemek yapar, eş dost bayılır "Ayça'nın yemeklerine". Sadece güzel yapmaz, mutfak üzerine okur; eskiyi, osmanlıyı, ecnebiyi, anıları, günlükleri. Sonra oturur dener, üzerine yorumunu katar, harikalar yaratır.Yada uydurur, acayip leziz birşey çıkarır ortaya. Hiç bir şeyi atmaz, kıyamaz; "Benim annanem, babaannem bana küçükken kıtlığı anlattılar" der, 1 tutam maydonoz, 1 parça ekmek, dibinde kalmış 2 parmak süt kreması. Hiç ama hiç birşeyi atmaz, ille bir işe yaratır. Onu katar, bunu çırpar ortaya birşey çıkarır o bir işe yaramayacaklardan. Sonracığıma reçel-marmelat üretiminde üzerine kimseyi tanımam. Her pazar gittiğimde bir kavanoz marmelat araklar, öyle dönerim muhakkak. Kurabiye ise hiç eksik olmazdı bizim evimizden. Beraber otururken az kurabiye kavgası yapmazdık abimle. Hep ilk piştiği gün biterdi ve biz son bir iki kurabiye için dalaşırdık...

Aşçılık konusunda zırnık benzemediğimi söylemeliyim kendisine...Çocuklar doğmadan önce daha çok yemek yapıyordum, ama her zaman zevkle değil...Çocuklardan sonra zaten iyice eziyete döndü...Misafir olunca güzel sofralar hazırlamışlığım da vardır ama ne bileyim öyle bir mutfak aşkı hiç duymadım...Eş dost gelecekse terasta oturmanın dayanılmaz hafifliği ile mangal+salata en büyük kurtarıcı bizde...Velhasıl mümkünse pişirilsin, ben oturup yiyeyim...Hayal gücüm kısıtlıdır zaten, deneysel mutfak kimya laboratuarı gibi bir tablo çizer gözümde...

Mutfağı bırakalım, gelelim biçki dikişe, elbecerisine..Şu alttaki fotolara iyice bir bakın...Fotolar ne denli net, ışığı nasıl ayarlamışım bilmiyorum, tabii ki gerçeğine bakmak gibi olmaz ama şu düğme bile dikmeyi becermeyen kulun nasılda bir gıdım becerik alamadığına dair kanıt işte!! Kursa mursa gitmeden patchwork öğrenip bana, yeğenime yorganlar yapan annecağızımın Arda Totisi için ürettiği yorgan-oyun örtüsü. Bilen bilir bu patchwork işinde şablon filan olur..Bunda şablon mablon yok..sadece hayal gücü ve el becerisi...Bu arada örtü şu sıralar Aylin hanımın en favori debelenme yeri oldu...Bayılıyor arabanın tekerini parmaklamaya, ineklere tavuklara bakmaya  :)

Neyse, netice itibarı ile hamaratlık hususunda annemden genetik miras olarak bir gram alamamışım..Bazen düşünüyorum da marmelat pişiren, nefis yemekler yapan, her daim kurabiyesi hazır olan bir anne olamayacağım benim veletlerin gözünde..Annemin tabiri ile "Beş dakkada beşiktaş" usulü 1 kek, 1 tepsi börek, en kolayından kurabiyeler yapıp sunan bir anne yerine, Livayı arayıp sipariş veren bir anne olacağım...Haa sökük dikmek gerekince ne yapacağım onu bilemiyorum...Şimdilik çaktırmadan Fatoş Hanıma havale ediyorum, yada pazarları ana evine götürüyorum :)

Kıssadan hisse: Anne, alt katımız satılık...Boşverseniz şu Ümitköy'ü de, geliverseniz şehre, kuzucuklarınızın yakınına..ha???




ağacın altında ARda ve "lülü"sü )

9 yorum:

ZEYNEP dedi ki...

Yorgandaki emek inanılmaz, ellerine saglik anneciginin :) Bir sonraki nesil hep kolaya kacmaya meyilli, annemin elleri cok guzel ısler cok sey gelir elinden, ben senin de dedigin gibi dugme dikemem, nasılsa hazırı var olmadı bir diken de var degil mi? :) Tembeliz sanırsam :)

Itır dedi ki...

Evet Zeynep evet..çok tembeliz! :)

larcencielblog dedi ki...

Ağzım açık kaldı yorgana, ne muhteşem bir şey o öyle!!!

Bu arada, ben&annemin ilişkisi de sizinkiyle aynı Itır; süper becerikli bir atom karıncanın ağustos böceği kızıyım ben! Bence, onlar çok becerikli oldukları için doğal seleksiyona uğramışız, gerek kalmamış bizim bir şeyler öğrenmemize! Herşey doğa kanunu yani :))

Ama ben de, sık sık çocuğum "annemin yemekleri gibisi yok1 cümlesini asla kuramayacakları için üzülüyorum! o ayrı...

Itır dedi ki...

Ah ne güzel benim gibiler olduğunu duymak!! Bak doğal seleksiyon oldukça mantıklı bir açıklama ;)

Sermin dedi ki...

Ben de bunu çok düşünürüm. Hani o evlerinde sürekli kek, poğaça olan çocuklardan olamayacak benimkiler. Zira bundan sanırım ki Çınar'ın o taraklarda hiiiiç bezi yoktur. Hiç yemez. Çocuk alışkın değil ki!
Bu arada biz seninle sanırım Mira'nın doğumgünüde tanıştık. Fotolara bakarken tanıdım. Yaşadığımız şeyler gerçekten çok benzer.
Bu arada Arda'nın geniz eti ileri boyuttaysa ve dr yapalım diyorsabence kesinlikle ameliyat olun. Sonrasında çok rahat ettik biz. Amaeliyat da hiç korkulacak birşey değil. Çocuk sonradan hiç acı çekmiyor. Sadece ilk 1 saat ağlıyor o kadar.
Doktorunuz Güven'deki Emel Hanım'mı? Eğer öyleyse o da aynı :)

annesininoglusu dedi ki...

Evet ya bizim nesil neden bu kadar hazırcı?Bak ıspanak çıkalı ne kadar oldu ben daha totomu kaldırıp bi yapamadım:))

Itır dedi ki...

Sermin ARda'da hiç yemek kek poğaça! Ve evet Emel Atmaca doktorumuz..Bakalım şu antibiyotik bitsin ne diyecek doktor..Bu ara bayağı araştırdım, gerçekten kolay bir operasyonmuş..bakalım hayırlısı..Ben de hatırladım bu arada sonradan tanıştığımızı :)

annesininoğluşu, evet ya bende elimi değmedim henüz ıspanağa filan..aslında ne de severim ıspanaklı börek!! :)

ÇokBilmiş dedi ki...

Bağda bahçede büyüyen annelerin el becerisi de gelişkin, hayal gücü de... Biz 4 duvar arasında büyüyen şehir çocuklarıyız. Hep kısıtlı hareket ettik. Sonuç olarak el becerimiz de az, hayal gücümüz de. Ben buna bağlıyorum.

İpek dedi ki...

Annen tam bir amatör ruhlu profosyonel bence! Muhteşem olmuş,çok şanslısın!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...