Hülya kadın dürtmüş, itiraf et diye..Çocukla, annelikle ilgili, yada onlardan arınmış olarak sadece kendimle ilgili bazı itiraflar:
Bu blogu hatıra kalsın diye ve aile, akraba, tanıdık kümesi okusun diye açmıştım. Başta aile olmak üzere diğer ekipten de pek ilgi görmeyince bayağı bir bozulmuştum ilk başta.İtiraf ediyorum kıl olmuştum! :) Artık hiç sallamıyorum, hatta bazen iyiki okumuyorlar diyorum, daha rahat yazıyorum bazı şeyleri..
İlk başlarda hiç yorum almazdı yazılarım, sallamazdım, dedim ya maksat anı olsundu, aile okusundu..Artık sağolsun bazı okuyanlarım, yorum yapanlarım var, kumanda panelinde yorum bırakıldığını görünce sevindirik oluyorum :)
Rahat ve "cool" bir anne olduğumu söylerler, düşününce aslında gayet de rahatsız ve "anti-cool" bir anne olduğumu farkediyorum kimi zaman. Kafası karışık, bir kaç doğru arasında tıkanmış, içinden gelenlerle okudukları arasında gidip gelen, pimpirik bir anneyim çoğu zaman. Ama karakter icabı beni tanıyanlar yere göğe koyamıyorlar beni, aman da ne rahat, ne kendine güvenlisin diye..Bozmuyorum, pişkince sırıtıp öyleymiş gibi yapıyorum :)
Arda' nın tırnaklarını banyo sonrası salonda kanapenin üstünde kesiyorum. Bir arkadaşım pis bir pasaklı olduğumu söyledi, öyle miyim hakikaten? Ne olur onun tüy gibi tırnağından yahu? Görünmüyorlar bile!
Zor ve buhranlı bir lohusalık geçirdim...Bir kaç kez terasta güneş banyosu yaparken "ya elimden kaysa düşse? ya ben delirip aşağıya atsam..?" gibi zırdeli düşünceler geçmişti kafamdan..Akabinde oturup hüngür hüngür ağlamıştım..Sonradan bunun bir çok yeni annede olduğunu, beynin sevginin sınırlarını ölçtüğü ile ilgili yazılar okumuştum ama yinede kendimi korkunç hissetmiştim..Kimseye itiraf etmemiştim bunları..
Yine lohusalık çarpmasından korkuyorum. Yine meme yaraları olur, süt işini kafama takar, iğrenç bir buhrana girerim diye korkuyorum..Evet hep bir ağızdan : "İkinciler daha kolay, sen tecrübelisin vs vs.." Olsun ben yine de korkuyorum..
Tekrar gelinlik giymek istiyorum. Düğünden sonra bara ordan çorbacıya bile gelinlik ve hatta duvağımla gittim (gelinlikte dil çorbası lekeleri vardı) yine de doyamadım...Bir daha gelinlik, bir daha düğün isterim!
Kendi çocuğumu yalayıp yutmama, öpücük manyağı yapmama rağmen çok çocuk delisi bir insan sayılmam. Yakın arladaşlarımda olsa kimsenin çocuğunu mıncırmam, öpücüğe boğmam, uzaktan severim, kimi zaman iletişim bile kuramayabilirim..bu da soğuk nevale izlenimi bırakıyor olabilir.. (itirafdan ziyade self criticism oldu)
Mutfak tezgahı konusunda hastalık derecesinde titizim..1 çöp, 1 damla su, 1 ufak kırıntı olmayana kadar ovarım. Evin heryeri batık olsun önemli değil, tezgahım pırıl pırıl olmalı..Çok tepki çekerim bu yüzden. Memo ve arkadaşlarım dalga geçerler aşındı tezgah diye...Kimi zaman insanlardan gizli silerim, manyak demesinler diye. Onlar yanımdaylen az silip sonra bir punduna getirip yanlız kalınca huşu içinde devam ederim..Çok pis bir hastalık!
Çocuksuz hayatımı özlüyorum kimi zaman. Kocamla cicim aylarımızı, öpüş kokuş hallerimizi, ilk evlendiğimiz zamanları, evimizin arkadaşlarla dolduğu, kapıyı çat diye çekip çıktığımız, kafamıza göre takıldığımız zamanları..hatta evlilik öncesi yahu..evet evet o "single" zamanları da çok özlüyorum! Bar kuşu Itır'ı, mavi boncuk dağıtmayı, flörtün dibine vurmayı, kızlarla çatlayana kadar eğlenmeyi özlüyorum, kayıtsız şartsız hayatımı özlüyorum.
Türkiye'de geleceğimizden çok korkuyorum, çocuklarımı bu ülkede yetiştirmek istemiyorum.
Hamilelikte garip bir his büyüttüm içimde. Yeni geleni Arda' dan daha az sevecekmişim, daha doğrusu onun kadar sevemeyecekmişim gibi hissediyorum. Bazen Arda' ya bakarken gözlerim doluyor, olaydan kısmen bihaber cücenin evin tek soytarısı olarak tüm ilgiyi üzerine çekmekten dolayı duyduğu sevinç yüreğimi burkuyor..
Uyku ve yemek konularında çoğu anne gibi çuvallamış ve başarısız hissediyorum. 4 ay (9-12 aylar arası)ferberin coşkusunu yaşadıktan sonra yitirmenin acısını çok yaşamış, sonra hemen self defence ile memede uyutmanın, beraber yatmanın yavrumun pisikolojisine ne çok faydası olduğundan dem vurmuştum..İkincide daha istikrarlı olabilmeyi diliyor, bir 3 yıl daha uyku mevzuu ile kafayı çizmemeyi umut ediyorum..(dikkat çekerim hiç iddialı konuşmadım, sadece diliyorum, arzu ediyorum, bıktım artık ileri geri konuşup tükürdüğümü yalamaktan)
Bebeleri anane-dedelere satıp tatile gidenleri, hafta sonları postalayıp 2 gün keyif çatanları hep eleştirdim ama itiraf ediyorum kıskanıyorum..Hem kendim yapamıyorum, hem bizim nene-dedeler o kadar müsait olmuyor, ama ne olursa olsun kıskanıyorum kardeşim, bi pazar sabah 11 e kadar uyuyup, tembel kahvaltı sonrası kahve-gaste yapmayı, divanda kokuşmayı özledim!!
Yıllarca ismimden utanç duydum. Çok alay edildi, kafiyeli saçma sapan dörtlükler üretildi ismimle. Kapıcımız "Hıtır" derdi diye abim ve kendisinin bunu yaydığı bütün yüzme camiasında lakabım "Hıdır" olarak kaldı..Kompleksim büyüdü büyüdü..Lisedeyken 18 ime gelip mahkemeyle ismimi değiştirme kararı almıştım..İsmimi "Melissa" yapacaktım!! :) Artık isim kompleksini aştım, yine de çocuklarıma kolay anlaşılan, kolay telaffuz edilen, "Haa? O ne be?!" diye soranlara 40 kere isimlerini tekrar etmelerine olanak tanımayacak isimler seçmeye gayret ediyorum.
Haa, bir de feci tekila aşeriyorum!!!
Ben kimi dürtsem? Aslı ve Selen' in annesi Zeyno, Fili tuttuğu yerden Çok bilmişi ve Sarı çizmeli' yi dürtelim bakalım..
10 Şubat 2011 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
5 yorum:
Sıcak ve samimi bir itiraf olmuş...
Ahahahah, o arkadaş benim pis olma ithamıyla suçlayan:)) Çok süper olmuş yazın itirafını yiyim senin. Bi de sen Derini çok seversin mıncırırsın hiç de öyle soğuk nevale filan diilsin.
Mucks Banu
Bayıldım ben bu itiraflara:) Hadi dökülün bakalım. Merak ediyorum başka kimlerden neler çıkacak:) Ha bi de sani çok merak ediyorm:)
"Türkiye'de geleceğimizden çok korkuyorum, çocuklarımı bu ülkede yetiştirmek istemiyorum."
aynen. fakat başka yerler için cesaretim de yok :(
Ay bir türlü yazamadım gitti... Ben yazamam valla itiraf mitiraf!! Bizim neredeyse maaile okuyor blogu.. sorry :( bir dahaki sefere işşallah maşşallah!!!....
Yorum Gönder